Kaptanın Seyir Defteri "Veronique D" Bölüm 1


26 Ocak 2016
Taichung / Taiwan – Gladstone / Australia Seferi

Takip edenler biliyor olsa da geçen seferimden ve bu seferin başlangıcına geçen süreçten kısaca bahsetmek istiyorum,
2014 yılı Haziran ayında yine aynı şirketin Eleanor D isimli gemisine 3. Zabit (4. Kaptan) olarak çıkmış ve kasım 2014 de ayrılmıştım, gerek gemide yaşanan problemler gerek mesleğe olan ve gün be gün artan nefretim yüzünden o seferden sonra gemiye çıkmama kararı aldım ve döner dönmez iş aramaya başladım, mayıs ayına kadar önce starbucks’da 1 ay sonra migros dağıtım deposun da 1 hafta olmak üzere ancak 2 yerde çalışma fırsatı bulabildim, maalesef ne çalışma şartları ne de verilen maaşlar emeğimin karşılığını vermediği için ve hayli yüklü kredi ödemelerim olduğu için her iki yerde de kalıcı olamadım, fakat umudumu kaybetmemiştim, ne olursa olsun gemiye dönmeyecektim, dönemezdim! Ve Mayıs ayında mesleğimle alakalı istediğim gibi bir iş bulma şansım oldum, gemilerde ki kurtarma ve gemi terk araçlarının servis mühendisliğini yapacaktım, fakat daha işte ki 3. Günümde tersanede talihsiz bir kaza geçirdim, karın kaslarım ve kara ciğerimde yırtıklar oluştu ilk iki hafta ayağa kalkmak neredeyse imkansızdı 1 ay boyunca da hiç bir şekilde ağır iş yapmamam gerekiyordu, çalışamadığım bu süreçte param tamamıyle bitmiş, değil borçlarımı ödemek işe gidecek yol parası dahi yoktu cebimde, 3 ay daha servis mühendisliğine devam etmiş olsamda bir türlü maddi olarak artıya geçemiyordum deli gibi çalışıyor yoruluyor fakat kendim için hiç bir şey yapamıyordum artık iyice bunalmış depresyon sürecine girmiştim, gemiye gitmek zorunda olduğumu biliyordum, her ne kadar istemeyerek olsa da başka seçeneğim yoktu fakat gemiye gitmek için gereken harcamalarımı karşılayacak param da yoktu yani istesem de gidemiyordum şu aşamada ve iyice depresyona girmiş yolumu, ışığımı kaybetmiştim.
Derken bir gün yakın bir arkadaşım yavru iki kediyle çıkageldi, kedileri pek sevmesem de o kedilerden birini sahiplenmeye karar verdim, ve kısa sürede o kedi beni hayata döndürmüştü, depresyondan eser kalmamıştı ve tekrar ayaklarımın üzerine kalkmayı başarabildim, borç para ile gereken harcamaları yapıp gemiye gidecektim, fakat kedimi 1 arı sokması yüzünden bir anda her şey yine tersine gitmeye başlamıştı, Normal de arı sokması çok büyütülecek bir şey olmamasına rağmen her ne olduysa, kedim sonrasında bağırsak enfeksiyonuna yakalandı ve 1 haftalık yoğun antibiyotik tedavisi sonucu değerleri normale döndü, tabi bu süreçte elime geçen bütün parayı tedavi masraflarına harcamıştım, tam tekrar her şey normale döndü derken kedim tekrar hastalandı ve bu kez başka bir veterinere götürme kararı aldım, maalesef, aşırı dozda antibiyotik uygulandığı için karaciğeri iflas etmişti ve kurtarılması mucizeydi, hayatımda hiç bir şeye bu kadar üzülmemiştim, daha 8 aylıktı ve birlikte geçirdiğimiz 6 ayda benim her şeyim olmuştu, şimdi ise gün be gün ölüme gidiyordu ve bunu durdurmak için yapabileceğim hiçbir şey yoktu, veteriner tavsiyesi ile bitkisel tedaviye karar verdik ve bir kaç gün içersinde eskisinden daha iyi daha canlı bir hal aldı kuzucum, insanlarda da olurmuş ölmeden önce çok iyi geçen bir süreç varmış bu da öyle bir şey 1 ay sonra tekrar veterinerlik olmuştuk ve bu kez hayatım boyunca pişmanlık duyacağım bir karar alarak veterinere götürmemeye bitkisel tedaviye devam etmeye ve iyileşmesini ummaya karar verdim, zaten yeterince borçlanmıştım artık yüzümde kalmamıştı, kendi kaderine terk ettiğim kedim 21 aralık gecesi doğum günümden bir gün önce küçücük bir hıçkırık ile hayata veda etti, hayatımda hiç böyle ağlamamıştım, hiç bir şeye böylesine üzülmemiştim. Adeta yıkıldım, kedim vefat ettikten kısa süre sonra eski şirketim ile irtibat kurdum ve gemiye gitmek için gereken hazırlıkları yapmaya başladım, evde kalamazdım artık, uzaklaşmalıydım bir an önce, tanıdığım bir kaptandan son bir borç daha isteyip evraklarımı tamamladım ve 23 ocağı gemiye katılacağım tarihi beklemeye başladım, 22 ocak da uçağa binmem ile 6 aylık yolculuğuma ilk adımı atmış oldum, benimle birlikte elektrik zabiti de vardı, 23'ü gecesi gemiye varmıştık, muazzam bir rüzgar vardı ve ben daha arabadan iner inmez şapkam denize uçmuştu iyiye işaret değildi tabi ki ve artık geri dönüşü de yoktu...

27.01.2016
Taichung – Gladstone Seferi
Evet bugün gemide ki 4. Günüm, gerek kamara temizliği gerek gemiye adaptasyon olsun ancak yazma fırsatı bulabildim, 22 ocak gecesi karlı bir istanbula veda ederek fırtınanın ortasında ki bir adaya  taiwan /taipei havalanına 10 saatlik bir uçuş üzerine geldik, havalanında vizemiz olmadığı için gümrükte 1 saat kadar mahsur kaldıktan sonra parayla vize alarak ülkeye giriş yaptık, gemi bulunduğumuz yerden 133 km uzaklıktaydı 2,5 saati -2 derecede klimasız bir araçta geçirdik, hipotermi geçirmek üzereyken gemiye ulaştık, rüzgar 50knot civarı esiyordu gemiye çıkmak bile oldukça zor olmuştu, limanda geçen 1.5 gün üzerine fırtınalı denizlere açıldık ve bugün 3. Günümüz, hava nispeten daha iyi ama sallanmaya devam ediyoruz, avusturalyadan alumina yükleyip kanadaya doğru tırmanacağız, gemi büyük olmasına rağmen kamaralar inanılmaz küçük ve buzdolabı dahi yok, şimdilik ilk izlenimlerim ve denizin beni 2 yıl üzerine karşılaması pek hoş olmadı umarım seferin kalanı da bu kondüsyonda geçmez...

30.01.2016
Taichung – Gladstone seferi

Bugün itibariyle gemide 1 haftamı doldurmuş oldum, bol sallantılı geçen 4 günün ardından bugün biraz daha sakinledi aman nazar değmesin J Geminin 3. Kaptanı ile 6 şar saat vardiya tutuyoruz, açıkcası oldukça yorucu oluyor, özellikle benim için güverte de işlerim olduğu için vardiya sonrası gidip yatamıyorum, öğlen 3e kadar çalışmaya devam ediyorum, ve 24 saatin 14-15 saatinde çalışıyorum, kendime henüz vakit ayırma şansım olmadı, eşyalarımı bile doğru dürüst yerleştiremedim, iyi bir başlangıç olmadı bu ve şimdiden sıkıldım, hatta özlem doluyum... İnsan buradayken karada ki yaşamın değerini çok ama çok daha iyi anlıyor gerçekten, maalesef bulunduğum gemide internet olmaması da işleri daha da çekilmez bir hale sokuyor. 8 günümüz daha böyle geçecek...

16.02.2016
Gladstone – Kitimat(kanada) Seferi


Bir süredir yazamıyordum, sebebi neredeyse tuvalete bile gitmeye vaktim olmamasından kaynaklı, Avusturalyaydı amsa denetlemesiydi, class değişimiydi derken bir de günde 12şer saat vardiya eklenince kamaraya her girişim bitkin düşmüş bir halde oluyordu, neyse ki 15 şubat Pazartesi günü gladstone limanından kalktık, class’ımız değişti, bütün hazırlıklarımıza rağmen Amsa gelmedi vs derken kendimizi tekrar seyirde bulduk, pasifik okyanusu yine bordadan gelen 4 metrelik swelleri ile karşıladı bizi, bütün gece deli gibi sallandık ve genel olarak pek kaliteli bir uyku uyuyamadık, son bir haftadır sahip olduğum internet bağlantısının değerini şuan çok daha iyi anlıyorum. Geleli neredeyse 1 ay olacak ama ben sanki aylardır buradaymış gibi hissediyorum. Ne yazık ki gemide bazı kişilerden kaynaklı huzursuz itici sıkıcı bir ortam var üstüne bir de sallantı eklenince hepten çekilmez bir hal alıyor, gemide belirli mevkii sahibi insanların, çalışanlarına gereksiz yere anırarark ve azarlayarak iş yaptırmaya çalışmasına şahit olmak gerçekten sinir bozucu, daha limana 25 gün yolumuz varken biz gereksiz bir acele içersinde limana hazırlık yapıyoruz? En kötüsü de bu davranış biçimiyle insanlar üzerinde baskı kurmaya çalışıp beceremeyince etrafa saldırmak ciddi bir eziklik, maalesef mesleki bilgi ne kadar iyi olursa olsun adam yönetimi, personel idaresi çok ayrı bir şey... Bu davranış biçimiyle ancak insanların senden nefret etmesini ve arkandan konuşmasını sağlıyorsun, beklediğin arzu ettiğin saygıyı ne yazık ki bu şekilde göremeyeceksin... Gittiği gün eminim gemi personeli bayram edecektir.

21.02.2016
Gladstone – Kitimat Seferi
Evet günlük, bugün itibariyle bir haftayı daha geride bıraktık, aşçının değişmesiyle Pazar günü klasiği olan kuru fasülye öğle yemeği menüsünde yerini aldı, küçük de olsa mutlu edici bir faktör. Benden sonra vardiyası olan 3. Kaptan bugün vardiyaya 2 saat erken geldi dolu dolu muhabbet ettik, ne yalan söyleyeyim çok iyi geldi, okyanusun ortasında haftalarca hiçliğin derinliklerinde seyir ederken özelimi paylaşıp dertleşebileceğim birinin olması gerçekten çok önemli... 3. Kaptan yani emre gidince yerine gelecek kişide umarım aynı değerde olur, yoksa geri kalan aylar benim için oldukça içime kapanık bir şekilde geçecek ki bu en son ihtiyacım olan şey. Neyse hava güzel yola devam...


29.02.2016
Gladstone – Kitimat Seferi

Adım adım fırtınaya ve dev dalgalara yaklaştıkça, stresimde geminin sallantısıyla orantılı bir biçimde artıyor, korkunun esiri oluyorum ve kaçacak ya da saklanacak hiç bir yerim yok zorunda kaldığım tek seçenek bununla yüzleşmek.
Evet neredeyse tam 14 gündür büyük bir heyecanla takip ettiğimiz fırtına bölgesine 1 günlük mesafedeyiz, toplamda 1 gün makinayı stop ederek önümüzde ki fırtınanın geçip gitmesini bekledik fakat yinede fırtınanın etki alanından kurtulamayacağımızı fark ederek bu sabah yola devam etmeye başladık, hava raporlarına göre oldukça boğuşmalı geçecek önümüzde ki bir kaç gün ve biz de şansımızı deneyeceğiz, eğer beklediğimizden sert olursa geri dönmek gibi bir planımız var en azından hava sakinleşene kadar fakat sorun bu bölgede yılın bu zamanında havanın hiç sakinleşmiyor oluşu , Kitimat limanına daha 14 günlük yolumuz var ve ne yazık ki kasırga hattının içinden geçiyor, Umarım ciddi bir travma yaşamadan geçip gideriz buralardan.

07.03.2016
Gladstone – Kitimat

Bitmek bilmeyen bir sefer, bitmek bilmeyen bir korku ve bitmek bilmeyen bir fırtına
Sanırım meslek hayatımın en zor seferiydi diyebilirim, en streslisi beni en fazla dua etmek zorunda bırakan... Yaklaşık 1 aydır kaçındığımız fırtınalardan birine ne yazık ki dün itibariyle yakalandık, korkunç bir akşamdı deli gibi yağmur yağıyor, ve 50kn rüzgar vardı, vardiyamın sonlarına doğru sancak köprüstü kaportasının üzerinde ki ray koruma paneli yerinden çıktı ağır ve metal bir parça olduğu için aşırı bir ses çıkarıyor ve kaportaya çarparak zarar veriyordu, süvari beyinde ses yüzünden köprüstüne gelmesiyle, donuma kadar ıslanmama rağmen metal parçayı yerine sabitledim, rüzgarın çıkardığı uğultu bile başlı başına mide bulandırıcı... Vardiya sonrası oldukça huzursuz bir uyku üzerine fırtınadan köpürmüş denizlerin içinde uyandım, öğleye doğru 9 metrelik dalgalar kıçımızdan bizi adeta bir sörf tahtasıymışız gibi sürüklüyordu, Kitimata son 4 gün, umarım sorunsuz bir şekilde varırız, ve buradan bir an önce uzaklaşırız, Açıkca belirtmeliyim ki pasifik okyanusuyla kesinlikle anlaşamadık...

22.03.2016
Kitimat – Vancouver Seferi


Her geçen gün bir öncekinden daha yorucu olmaya başladı, bunun anlamı artık şiddetle eve gitmek istiyorsun demektir. Takvime bakmamaya çalışıyor olsam da bazen dakikalarca önümde duran aylara kilitlenmiş oluyorum, Pasifik sonrası kanada sınırlarına girmemiz ile birlikte denizler sakinleşti ve derin bir oh çekebildik. Vancouver yakınlarından 3 adet pilot alıp Kitimata doğru yola koyulduk, yaklaşık 12 saat süren kanal seyri sonrası küçük kitimat limanı ve kasabası karşımızda duruyordu,  kitimatta geçen sorunsuz ve keyifli 10 gün üzerine vancouver limanına doğru gidiyoruz, ve J tabi buna söyleyecek söz yok ama bir de üstüne sabah gelip ballandıra ballandıra anlatmak gerçekten işkence gibi oluyor.  Her neyse, geçen 1 ay ve her türlü yorgunluğumu şu doğa harikası üzerimden söktü aldı gerçekten... 
seyrimizin tamamı bir kanal içersinde geçecek, eğer burayı geçiyor olmasaydık dünyanın en güzel kanalı kitimata giden kanal derdim ama hayır esas bu kanal dünyanın en muhteşem kanalı, en azından bu ebatlarda bir gemiyle geçebileceğiniz en güzel kanal... Ben böyle muhteşem bir manzaranın içinde bulmamıştım kendimi, Kitimata gelecek olursak, 10.15 bin kişilik bir kasaba düşünün bir adet coffe shop, bir adet alışveriş merkezi ve kasaba sakinlerinin çoğunluğu geçimini limandan kazanıyor, Alaskayı görebildiğiniz bir yer kitimat, gel git akıntısını saymazsak dünyanın en rahat limanıydı diyebilirim. 12sinde yanaştık ve 21inde kalktık, liman ve kasaba arası yürüme mesafesinde olsa da ayı ve kurt tehlikesi yüzünden taksi kullanımı daha cazipti fakat gidiş dönüş 15 dakikalık mesafeye 50 usd vermeniz gereken bir taksi yolculuğu bu Dolayısıyla yalnızca iki kere çıkmakla yetinebildi bir çoğumuz, kasabada akşam 6dan sonra her yer kapalı oluyor ve açık olan yerlerde genelde boş... Hava oldukça soğuk zaten kimseyi sokakta göremiyorsunuz, 2. Kaptan sağolsun ben her ne kadar göremesemde Cuma ve cmt akşamları publar oldukça eğlenceliymiş zaten limanda bir tane işçi kalmıyor o günlerde, tabi günde 12 saat vardiya tutunca br bu 12 saatin 6sı akşam saatlerine denk geldiği için dışarı çıkma lüksüm pek olmuyor. Normalde bu denli rahat limanlarda 2. Kaptanlar diğer zabitlere güzellik yaparlar ama bizimkisi maalesef her akşam kendisi çıkıp eğlenmeyi tercih etti

Devam Edecek... 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kaptanın Seyir Defteri "Eleanor D" Bölüm 1

Aileler Gemide!!!

Son Sefer Üzerine 1 yıl.